Bu Blogda Ara

15 Eylül 2014 Pazartesi

Gülden

Ben hep böyle aglarım
Hergece hep seni düsünürüm
Yoklugunda hasret yüregime
Yara oldu sayende kalbim bin parcaya bölündü

Nekadar yakında olsan bana
Ben bir okadar uzagım sana
Ask beni neolur benden alma
Kaderime neolur engel olma

Yazılmıs birkere kadere
Ayrılık nedir daha iyi anlarım
Aglarım hergece aglarım sensiz
Bir basına aglarım gözlerim senin

Eserindir birkere baktıgında
Birdaha bakarım gözlerine
Neolur sakın benim icin üzülme
Ben aglamam bile senin yerine

Ben hep bikere aglarım
Hergece seni düsünürüm
Yoklugunda hasret yara oldu
Yüregimde bogazımda dügüm oldu

Nekadar uzak olur sa insana
Sevdigi hayat bazen bukadar
Kırıcı olma benim kalbim daha
Yakıcıdır kırıcıdır bazen bile yetmez bazen seni sevmeye

Ben hep bikere aglarım
Hergece seni düsünürüm
Bir gülden bile daha beter benim hayatım
Yanlızlıgıma sarılır uyurum sensiz gecelerde

Ortalıkta dokundugun hayatların adı nesemidir
Birgün gelecek bütün yürekler aglayacak kadar
Düsman kesilecek herkezse birgün gün batar
Hayatlar sen uyuyunca son bulur yada seni terk eder

Var olmakmı,yok olmakmı.

Dön bak bakalım kendine,
Var olmak mı yok olmak mı.
Seçtiğin yolu iyi düşün,
Ne de olsa o senin görüşün.

Kimsenin dediğine aldırma,
Kendi fikirlerine saldırma.
O senin fikrindir,
O herzaman doğru ve senindir.

Ben seni böyLe sevdim


Ben seni böyLe sevdim

Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni
gören.
Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka
yerde
olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın,
orada kalmalıydın. çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu
kadar
kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden
ne
ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.

Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya… Ben dört mevsim baharı yaşadım
seninle. çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin
renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin
pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın
bir
ateş gibi. Ve maviydin… En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize
tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.

Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da… Kendime bile dar
gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En
kızgın,
en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana.
İçimdeki
sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi
ve
ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey
olduğunu anladım seninle…

Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk
yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden
tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi.
Menzil
sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok
edebilirdim.
Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana
ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen
girebilirdin.

Sevdim ve hayrandım da… Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı,
gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,
olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da.
Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni
ve o
doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu
zaman.
Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni
yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.

Seni severken yorulmadım. çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün
yenilendim.
Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.

Sevdim işte ötesi yok…

Bir ömür seninLe

Bir ömür seninle başbaşa kalsak
Hayatı beraber koşsak ne olur
Bütün yıldızları bir bir dolaşsak
Zamanı beraber aşsak ne olur



Şarkılar söylesek aşkın dilinden
Nağmeler dinlesek seher yelinden
Bahar yağmuruyla duygu selinden
Gönül ırmağına taşsak ne olur



Dudaktan dudağa bir şiir gibi
Gönülden gönüle bir nehir gibi
Yıldızlara hasret bir şehir gibi
Derin uykulara dalsak ne olur



Kuşlar gibi geçip tüm hudutlardan
Selamlar iletsek ak bulutlardan
Kovup elemleri şen duygulardan
Sonsuz mutlulukla coşsak ne olur

Gün Doğarken

Gün doğarken yine sensiz
Düştüm yollara gidiyorum
Ne yapsam bilmiyorum
Seni çok seviyorum

Ben sessizlikle ölürken
Sen bensiz mutlumusun
Söyle bana birtanem
Seni çok özlüyorum

Beni Düşünme - Namık FİDAN

Eskiden içimde sevgi vardı aşk vardı
Artık sana verecek hiç bir şeyim yok
Sen beni değil yalnızlığı seçtin
Ben ise seni kalbimde yaşamayı

Ben kalbimdeki seninle mutlu olurum
Peki sen bensiz mutlu olabilirmisin
Yalnızken rahat olabilirmisin
Seni sana bıraktım artık mutlu ol diye

Beni düşünme zaten düşünmezsin
Sen benim aklımdan hiç çıkmazken
Hep seni düşünürken seni severken
Şimdi mutlumusun bensiz ve yalnızken

Namık FİDAN

Mezar Taşım - Namık FİDAN

Ben ne güzel seni hayallerimden silmişken
Neden bir anda çıkıp bana umut verdin
Neden benim hayallerimi yıkıp gectin
Neden öldürdüğüm seni tekrar dirilttin

Oysa benim hayatta tek dileğim
Seni kalbime gömdükten sonra
Kimseye sana baktığım gibi bakmamak
Kimsenin ellerini bir daha tutmamaktı

Şimdi sen geldin bana umut verdin
Bilemezdinki seni nasıl sevmiştim
Artık benim hakkımda göreceğin tek şey
Mezar taşımda yazan sadece seni sevdim olacaktır .


Namık FİDAN

Aklımda Sadece Sen - Namık FİDAN

dolaşıyorum kumsalda her zamanki gibi sen aklımda
dalgaların sesi eşlik ediyor mırıldandığım şarkıya
duruyorum bakıyorum güneşin denize batışına
gözlerinin rengi birdenbire geliyor aklıma
çünkü birazdan hava olacak gözlerin gibi kapkara

kim bilir belkide bir gün beraber dolaşırız bu kumsalda
belki mehtabı izleriz bir ateşin başında
yada birbirimize sarılıp yürürüz yağmurun altında
güzelliğin hayallerimi süsledi bak yine gecenin karanlığında
 
 Namık FİDAN

Şiir Bahçesi - Namık FİDAN

seninle el ele dolaşırken bir şiir bahçesinin önünde dursak
ikimizinde içimizde şiir bahçesine girmek var
gözlerimiz aynı duygularla birbirimize baksa
sonra hiç bir şey soylemeden şiir bahçesine girsek

iki tane şiir söylesek garson şiirleri getirse
sen şiirine üç şeker atsan ben iki şeker
sonra şiirlerimizden bir yudum alsak
sonra bir daha şiirlerimize dokunmasak

şiir bahçesinden cıkıp evimize gitsek
sen o güzel ellerinle şiir demlesen
sen üç şeker atsan ben yine iki şeker
sonra şiirlerimizden bir yudum alsak
sonra birbirimize aşk çayları okusak

 Namık FİDAN

Hayat Derdine Yan - Namık FİDAN

Tek dostum kalem ve kağıt kaldı
Son günlerimde yanımda olan
Artık gücüm tükendi yoruldum
Son darbeyi bekliyordum artık

İçinde ruh olmayan bir bedenim şimdi
Ya zamanımı doldurup gidecektim
Yada zamanı hızlandırıp gidecektim
Artık ikisininde bir anlamı kalmadı bende

Hayat bana öyle bir oyun oynadıki
Zamanı öyle bir kullandıki bana karşı
Elimi kolumu bağladı ve beni bitirdi
Artık ben yokum hayat sen kendi derdine yan

Namık FİDAN ;)

Mezarda Uyanmak - Namık FİDAN

Her zamanki yalnız gecelerimden biri daha
Daha ne kadar böyle devam edebilirdi
Artık dayanacak gücüm kalmadı
Ne yapmam gerekiyordu bilmiyordum

Karanlıktan ve yalnızlıktan korkuyordum
Çünkü beni olumsuz düşünceler alıyordu
Bu kaçıncı defa ölümü düşünmem artık
Bu kaçıncı sonun başlangıcıydı

Bende bıktım artık kendimden ve her şeyden
Keşke herşey bir kabus olsaydı
Sabah uyansaydım hiç bir şey olmamış gibi
Sanırım benim uyanmam sadece mezarımda olacak

Namık Fidan ;)

Sırada - Ahmet Oktay

Uzat saçlarını gecenin balkonundan
isteğimin çok tüylü suyuna.
Bir orman gecesinde
bir kar gündüzünde,
gördüm nasıl süzüldüğünü
yırtıcı ölüm kuşlarının.
Hadi uçsun memelerindeki güvercinler
hadi cennet ülkeni sun.
Kardeşliğin şarabını istemiyorlar
söyle kaç sofra kaldı kurulu?

Baktıkça içleniyorum fotoğraflarına
yüzlerini öpmüş anneleri ayrılığa benzer
çilekeş kadınlar rüzgârlarına vurgun,
onlar silâhları ve şarkılarıyla
hani şuracığından geçerlerdi
korkularınla kaldığın zaman.

Ölümü en güzel kullandı onlar
bir karanfil dişleri arasından
aşk içinde ulaştırdıkları sana,
cepheden, sürgünden, mapustan.

Sıra bizim, hadi günler bitiyor.
hadi uzat mavi saçlarını
yenik gövdemin üstünden.

Yazar : AHMET OKTAY

Sözün Yurtluğu - Ahmet Oktay

Ne yazıyorsun?" diye soruyor
geçen günkü çocuk: usulca
açmış bir haşhaş çiçeği
çitin yanında. Öğle sonunun
dinginliğinde yankılanıyor
soru. Yaşam böyle apansız
kuşatıyor Sözü: daha yolunu
sorarken yele, kerteriz ararken
geri dönmek için. Çünkü bir yurt
gereksinir söz de: unutulmak
ve yeniden bulunmak üzre. Yazgı bu!
Kovulmuş ve yargılanmış adına
konuşana ne mutlu. Dönecek olan
odur çiçekler içinde; tutuşmuş
ardında yabanıl gece.
Ey kokuya işleyen yazı! Gölgeye
açtığın remilde görünce kendi
suretini, vaktindir bil:
konuşulacaktır zamana karşı.
Sevgili çocuk! Gün
geldiyse şükürler olsun; kaç
ton kalay eritildi; göğsünden
bir düğme açtırmak için
kilitler ermişinin. Bir kitap
bu: belki de senin yazacağın: içinde
titreyip dururken binlerce kandil.
Ey kokuya işleyen yazı! Gölgeye
işleyen yazı! Reddedildin
ve kabul edildin: Korktu Davud Tai
gecenin açıkladığından ve günün
sakladığından; el yazmalarını
suya attı. Su soldu
ve kum çatladı. Ama Gazalî ey çocuk
öldü çölü soluyarak ve göğsünde
Buharî'nin kor kesilmiş kitabı.

Yazar : AHMET OKTAY

Anne - Arif Nihat Asya

İlk kundağın
Ben oldum, yavrum;
İlk oyuncağın
Ben oldum.

Acı nedir
Tatlı nedir... bilmezdin
Dilin damağın
Ben oldum.
Elinin ermediği
Dilinin dönmediği
Çağlarda, yavrum
Kolun kanadın
Ben oldum
Dilin dudağın
Ben oldum.

Belki kıskanırlar diye
Gördüklerini
Sakladım gözlerden
Gülücüklerini...
Tülün duvağın
Ben oldum!

Artık isterlerse adımı
Söylemesinler bana
'Onun Annesi' diyorlar...
Bu yeter sevgilim bu yeter bana!

Bir dediğini iki
Etmiyeyim diye öyle çırpındım ki
Ve seni öyle sevdim sana
O kadar ısındım ki
Usanmadım, yorulmadım, çekinmedim
Gün oldu kırdın...
İncinmedim;
İlk oyuncağın
Ben oldum.. Yavrum
Son oyuncağın
Ben oldum...

Layık değildim
Layık gördüler
Annen oldum yavrum
Annen oldum! Yazar :

yazar : ARİF NİHAT ASYA

Yollar - Arif Nihat Asya

Varsın biraz da yollar çeksin benim cefamı
Artık verin çocuklar, artık verin asamı!.
Bir başka kainata, bir başka yurda yol var;
Siz örtünün garipler siz örtünün abamı!
Yorgun düşüp uzandım altında asumanın;
Gölgende buldum ey dal bir anne ihtimamı.
Şahane manzaraydı dünya sınırlarında
Bir kubbenin rüku’u, bir zirvenin kıyamı.

Yükseklerinde ömrün dağlar, sular kovuklar:
Yükseklerin diliyle tekrar edin nidamı!
Dağlar lisana geldi, gökler lisana geldi;
Şerh oldu Mesnevi’den yıldız
Şerh oldu Mesnevi’den yıldızların kelamı.
Şeffaf mavinizden abdest alıp el açtım
Artık yakındayım, ey gökler, duyun duamı!


Yazar : ARİF NİHAT ASYA

14 Eylül 2014 Pazar

Geldim İşte - Ahmet Telli

Sülfür inceldi ve en yorgun yerinden kırıldı ayna
Tenhaydı düşlerim, geceydi, çıkıp geldim işte
Su ve ateş bir de gülünç yalnızlığım var sana
Getirebildiğim, kokularını yitirmişti çünkü güller

Suyu dinle ateşi yak özledim demek bu

Parasız yatılı hüzünlerden ne kalır geriye
Biraz Tamil biraz Türküz ayıptır söylemesi
İntiharsa günahtır külliyen yasak bilirsin
Pısırık bir ihtilal gibi getirdim sana bunları

Bir de belleğim, başıma bela hazin ve komik üstelik
Hatırla eskiyen meydan saatini, çocukluğundur
Tayyare pulları getirdim sana evden kaçışlarımı
İstersen yok say bunları tespih de yapabilirsin

Beni vur saatin altında seni seviyorumdur bu

Şiir yazan bir adamın fotoğrafı var yanımda
Kendini ölümlü sanıyor onu getirdim ganimettir
Büyüdü büyülenerek, taşlayarak kovdu kabilesi onu
Suyun öte yakasında yaşadı, Sisyphos dediler adına

Sülfür inceldi ve en yorgun yerinden kırıldı ayna
Ayna pusluydu bunca yıl nice sır taşımaktan
Kırılmanın sesini duydum ve onu getirdim sana
Unutulmaya geldim işte onarılmaya değil

Kov beni kabilenden ama bekliyorum demek bu

Yazar : AHMET TELLİ

Gitmek - Ahmet Telli

Gitmek. Bir hançeri inceltip
Okyanusa daldırmak isteği
Ya da düşebilmek atlasların
Dışına ki ey kalbim
Yalnızsın bu yolculukta da

Gitmek. O kaos duygusu, aklın
Sarsıntılarla yorgun düşüşü
Bilincin kamaşması belki de.
Rehin bırakılacak bir şey yok
Unuttuklarından başka.

Gitmek. Bir büyü gibi saran
Ağrılar yumağı, kışkırtılmış
Düşlerdir ki sen şimdi
Esirgeme kendini kalbim
Kederin o derin yalnızlığından

Yazar : AHMET TELLİ

Özlemedim Seni - Ahmet Telli

Hiç özlemedim seni
Özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni

Sıcaklığını bulmalıyım
dokunuşlarını, kenetlenişi
Terimizle sulanmalı yeryüzü
güneş terimizle ışıldamalı sabah olunca

Apansız fırtınalar çıkmalı
sarsılmalıyım

Özlemek
yanında olmak isteğidir
gülüşünü görmek biraz da
Hiç özlemedim seni

Saçlarına gül takmam
bir ırmak gibi akıtırım ovaya
soluğunla yanar
dudaklarımın bozkırı

Akkor halindeki ufuk
bakır bir tel gibi eriyip gider
kraterler ortasında kalırım

Yazar : AHMET TELLİ

Sesler - Aziz Nesin

Gecenin bir zamanı evine gelince
Kilitte duyuyorsan anahtarın sesini
Anla ki yalnızsın

Elektrik düğmesini çevirince
Çıt diye bir ses duyuyorsan
Anla ki yalnızsın

Yatağına yatınca
Yüreğinin sesinden uyuyamıyorsan
Anla ki yalnızsın

Odanda kâğıtlarını kitaplarını
Duyuyorsan zamanın kemirdiğini
Anla ki yalnızsın

Bir ses geçmişlerden
Çağırıyorsa eski günlere
Anla ki yalnızsın

Değeri...

YAZAR:aziz nesin

Bence Şimdi Sen De Herkes Gibisin - Nazım Hikmet Ran

Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin

Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin

Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin


Nazım Hikmet Ran

Hoşçakal Güzel Dünyam - Aziz Nesin

Hiç kimse buyur etmedi beni
Bu dünyada hiçbir yere
Ama açtım bütün kapıları tekmeleyerek
Bütün engelleri göğüsleyip yıkarak
Buyrun dediler o zaman incelikle
Buyur ettiler
Ve
Buyurdum

Elimden geldiğince görevimi yaptım
Gülümsedim hıçkırıklarımı boğarak
Sonunda kimsenin yorulmadığı denli yoruldum
Artık kapılar açık kalsın
Bundan sonra gireceklere
Şimdi dinlenmeye gidiyorum
Hoşcakal güzel dünyam.

YAZAR:AZİZ NESİN

Arkadaşım Badem Ağacım - Aziz Nesin

Sen ağaçların aptalı
Ben insanların
Seni kandırır havalar
Beni sevdalar
Bir ılıman hava esmeye görsün
Düşünmeden gelecek karakış..
Acarsın çiçeklerini ..
Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
Bir güler yüz bir tatlı söz..
Açarım yüreğimi hemen
Yemişe durmadan çarpar seni karayel
Beni karasevda
Hem de bilerek kandırıldığımızı
Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
Koş desinler bize şaşkın ...

YAZAR:AZİZ NESİN

Yokluğundaki Sen - Aziz Nesin

Yine yalnız değilim her zamanki gibi
Bu Uzakdoğu gecesinde yokluğunlayım

Aramızda yirmibeşbin kilometre
Sen kıştasın ben yazdayım
Sen bir yarısında dünyanın
Ben öte yarısındayım
Yine de bırakmıyor ellerimi yokluğun
Daha da bir gönlümcesin
Varlığından bin kat güzel
O yalımsal çıplaklığın yalaz yalaz
Ve en gizlerden konuşurken ellerin
İçimden gelmiyor mektup yazmak demeden
Sevişiyoruz yirmibeşbin kilometreden

yazar:aziz nesin

Aslında Bu Denli Güzel Kokmaz - Aziz Nesin

Aslında bu denli güzel kokmaz hiç bir karanfil,
Onda seni kokladığımdan bunca güzel.
Aslında bu denli güzel olmaz hiç bir Sarıyer,
Orda seni öptüğümden bunca güzel.
Aslında bunca güzel olmaz hiç bir dünya,
Seni sevdiğim için dünya da böyle güzel.
Aslında bu denli deli değildim sor kime istersen,
Sevince seni delilik bile bak ne güzel.
Aslında sen dünya güzeli değilsin,
Sevdiğim için dünyada tek güzelsin...

yazar:aziz nesin

Böyle Gelmiş Böyle Gitmez - Aziz Nesin

Bütün anneler, annelerin en güzeli,
Sen, en güzellerin güzeli.
Onüçünde evlendin,
Onbeşinde beni doğurdun,
Yirmialtı yaşındaydın,
Yaşamadan öldün.
Sevgi taşan bu yüreği sana borçluyum.
Bir resmin bile yok bende,
Fotoğraf çektirmek günahtı.
Ne sinema seyrettin, ne tiyatro.
Elektrik, havagazı, su, soba,
Ve karyola bile yoktu evinde.
Denize giremedin,
Okuma yazma bilmedin.
Güzel gözleri...

yazar:aziz nesin

Sen Söylemeden de Biliyorum - Aziz Nesin

Seziyorum ki kaçacaksın..
Yalvaramam koşamam
Ama sesini bırak bende
Biliyorum ki kopacaksın
Tutamam saçlarından
Ama kokunu bırak bende
Anlıyorum ki ayrılacaksın
Çok yıkkınım yıkılamam
Ama rengini bırak bende
Duyumsuyorum ki yiteceksin
En büyük acım olacak
Ama ısını bırak bende
Ayrımsıyorum ki unutacaksın
Acı kurşun bir okyanus
Ama tadını bırak bende
Nasıl olsa gideceksin
Hakkım yok durdurmaya
Ama kendini bırak bende.


yazar:aziz nesin

13 Eylül 2014 Cumartesi

Nostalji : Türk tarihinde "zehir" ve zehirlenenler

Nostalji : Türk tarihinde "zehir" ve zehirlenenler: Tarihin en meraklı sahifelerinden biri de şüphesiz tarihte zehir ve zehirlemelerdir. Adnan Giz, bu yazısında, Türk ...

Ölüme Eğilmek - Aziz Nesin

Uyumaya değil
Rüyalarıma gidiyorum
Orada yaşayacağım isteğimce
Uyanıkken hiç yaşayamadığım
Hepsi de gençti güzeldi
Sevdim sevildim diye aldanarak
Son gördüğüm onlar olacak
Bunca yıldır sevgiye dayanamadığım
Ölüme değil
Sonsuzluğa gidiyorum
Orda dinleneceğim gönlümce
Yaşarken hiç mi hiç dinlenemediğim
Kalemim yine elimde
Kağıtlarım da önümde
Son uykusunda düşecek başım
Sağlığımda hiç eğmediğim.


yazar:aziz nesin

Ben Değilim - Özdemir Asaf

Bir aksam ustu pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya..
O gecen ben değildim.

Bir gece, yatağında uyuyordun..
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
Ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.

Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebepsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından
Bıraktın kendini aşk içinde yasamaya..
Bunu bilen ben değildim.


Bir kitap okuyordun dalgın..
İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
Genç bir adamı öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın..
O ölen ben değildim..

yazar:ÖZDEMİR ASAF

Bir Gece - Özdemir Asaf

gecede bir uyku,
uykunun içinde ben...
uyuyorum,
uykudayım,
yanımda sen

uykunun içinde bir rüya,
rüyamda bir gece,
gecede ben...
bir yere gidiyorum,
delicesine...
aklımda sen.

ben seni seviyorum,
gizlice......
el pençe duruyorum,
yüzüne bakıyorum,
söylemeden tek hece.

seni yitiriyorum,
çok karanlık bir anda...
birden uyanıyorum,
bakıyorum aydınlık;
uyuyorsun yanımda,
güzelce....

yazar:özdemir asaf

Seni Saklayacağım - Özdemir Asaf

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya...
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım...
Anlayacaksın.


yazar:özdemir asaf

Ben Eylül Sen Haziran - Ümit Yaşar Oğuzcan

Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar

Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım

Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde

Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık

Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım on üçüncü aylara.


Ümit Yaşar Oğuzcan

Ben Senin En Çok - Ümit Yaşar Oğuzcan

Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili

Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak

Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil

Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini

Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...


Ümit Yaşar Oğuzcan

Yazmam Daha Aşk Şiiri - Cemal Süreya

Oydu bir bakışta tanıdım onu
Kuşlar bakımından uçarı
Çocuk tutumuyla beklenmedik
Uzatmış ay aydınlık karanlığıma
Nerden uzatmışsa tenha boynunu

Dünyanın en güzel kadını oydu
Saçlarını tarasa baştan başa rumeli
Otursa ama hiç oturmaz ki
Kan kadını rüzgardı atların
Hep andım ne yaşanır olduğunu

En çok neresi mi ağzıydı elbet
Bütün duyarlıklara ayarlı
Öpüşlerin türlüsünden elhamra
Sınırsız denizinde çarşafların
Bir gider bir gelirdi işlek ağzı

Ah şimdi benim gözlerim
Bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor
Bir kadın gömleği üstümde
Günün maviliği ondan
Gecenin horozu ondan.

yazar:cemal süreya

Kaldırımlar - Necip Fazıl Kısakürek

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer takı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir kuyuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi..


Necip Fazıl Kısakürek

Ben Senden Önce Ölmek İsterim - Nazım Hikmet Ran

senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.


Nazım Hikmet Ran

Seni Düşünürüm - Nazım Hikmet Ran

Seni düşünürüm
Anamın kokusu gelir burnuma
Dünya güzeli anamın

Binmişsin atlıkarıncasına içimdeki bayramın
Fırdönersin eteklerinle saçların uçuşur
Bir yitirip bir bulurum al al olmuş yüzünü

Sebebi ne
Seni bir bıçak yarası gibi hatırlamamın
Sen böyle uzakken senin sesini duyup
Yerimden fırlamamın sebebi ne?

Diz çöküp bakarım ellerine
Ellerine dokunmak isterim
Dokunamam
Arkasından camın
Ben bir şaşkın seyircisiyim gülüm
Alaca karanlığımda oynadığım dramın


Nazım Hikmet Ran